Teraslı Çift Kişilik Oda

“Datça”odanızın şahane terasında kadehinizi kaldırırken, masanın öbür tarafında Akdeniz oturuyor olacak. Tatilinizde neler yapabileceğinizi en iyi o bilir; isterseniz sorun: Beşbin sene öncesinden başlayan bir öyküyü dinlemek mi?, Balını, bademini tatmak mı?, Nemsizliği ile dünya sıralamasında olan havasını soluyarak nesli gezegenimizde tükenmiş olan bitkilerini gözlemek mi? Yoksa Aşina ailesiyle sohbet etmek mi?... Cevaplar ondan, sohbet bizden. Yeter ki siz memnun olun, memnun ayrılın Datça’dan...

Anadolu’nun ezgileri kadar hüzünlü, lohusaların başına “al basmasın” diye bağlanan örtüler gibi kan kırmızı, gelinler gibi nazlı, el değer değmez patlayan su kabarcıkları kadar hassas gelincik. Bu denli farklılığı nasıl topladın o zarif bedeninde? Gelincik odasında, başucumda durduğun yerden bana da söylersin sırrını belki gece rüyamda belki de sabah denize boyanmış geniş terasında…

Kıyıdan Akropolis’e doğru yükselen bir tiyatro gibidir Knidos, tarihçi Strabon’un benzetmesiyle. İki limanlı bir Antikçağ kenti; Bilim ve sanatın ustalarını yetiştirip, eserlerini sergilemiş. Çok yük taşımış sırtında, yorulmuş ama ayakta.. Diyor ki:” Datça’da günbatımı en güzel burada izlenir, gelin. Sularımda yüzün, altınızda ve dört yanınızda tarih, üstünüzde yaşı olmayan bir gökyüzü... Topraklarımda yürüyün,yaşadıklarıma şahit olun...” Knidos’u odanızda betimledik. Geniş terasınıza çıkınca duyacaksınız sesini tarihin derinliklerinden ve kadehinizi kaldıracaksınız şarabıyla ünlü Knidos’a:”YASU”…

Özünde Sultan’ın evi ve özeli olan,yabancı erkeklerin alınmadığı bir aile kurumudur harem, Batı kültürü farklı şekilde resmetse de… Bu tatilde Villa Aşina’daki odanıza taşıdık, evinizdeki iki kişilik hareminizi, aşina olduğunuzu geride bırakmayın diye... Aşina Otel’de sizi bekliyor tatildeki eviniz; bu haremde başucunuzdaki resimden bakan değil, siz seçildiniz…